31 Mayıs 2011 Salı

Mine Çiçekleri ve Hayat…

Dün akşam Haluk Hocam (Mesci) ve dostlarla birlikte Galatasaray Şehir Meyhanesi’ndeydik. Yedik, içtik ve çok güldük. Sohbet sırasında paylaştığım bir anım:  

1994 yılında üniversiteden mezun olurken sudan çıkmış balık gibi hissediyorduk kendimizi. Artık okul yoktu, ne yapacağımıza tam karar verememiştik; kocaman bir belirsizlik vardı önümüzde.

Biz bu düşüncelerle bölümün önünde otururken Ömer Hoca (Yağız) geldi yanımıza; canımızın niye sıkkın olduğunu sordu. Geleceğe dair tedirginliğimizi aktardık. Bizi üç ay sonra bekleyen bir okul yoktu artık. Aldı bizi; bölümden (eski bina) Mimarlık Bölümüne doğru yürümeye başladık. Haziran ortasıydı; çimler yeşermiş, ağaçlar çiçeklenmişti. Ömer Hoca dikkatimizi yerdeki mavi mine çiçeklerine çekti. `Hayat,’ dedi, ’zaman zaman zor gelecek; öyle zamanlarda mine çiçeklerini ve size hissettirdiklerini düşünün hep; kendinizi iyi hissedersiniz.’

Oturduğum evin bahçesi Mayıs aylarında mavi-beyaz renge bürünüyor; mine çiçekleri ve papatyalar sayesinde. Bu görüntüyle her sabah işe daha keyifli gidiyorum ilkbaharda.
Sağolsun Ömer Hocam...

16 Mayıs 2011 Pazartesi

MUTLULUK

Muhan Hocamızın kitabı çıktı. 16 yıl önce başlamıştık bu projeye; Muhan Hocamla.

Baslangıçta hayal ettiğimizin çok ötesinde bir çalışma oldu: İçeriğinden, kapak ve iç tasarımına, dağıtımına kadar her aşamasına bir çok profesyonel el dokundu, herkes kalbiyle destekledi; destekliyor.

Basılıp dağıtıma verildikten sonra kitabı yanıma alıp yok olmak istedim bir süre. Seyahate çıktım kitapla birlikte; Hocamın sevdiği Ege’ye gittim. Kitabı okudum; denize bakıp daldım, bana düşündürdükleriyle. Ve çok mutlu döndüm.

En büyük keşkelerimden biriydi bu kitap; Hocamın sağlığında basamamış olmak.
Simdi de sürekli iyi ki diyorum, vazgeçmedik.

Amacımız; herkesi Hocamızla tanıştırmak, hayatlarımızı daha güzel kılsın diye.

Mayıs 2011